Alevilik Ilke Ve Ogretisi

Alevilikde temel öğreti asırlardan beri gelen doğaya olan inanç ve doğanın gücüne saygıyla eğilip, "Araştırılması gereken en büyük ilim insandır" düşüncesinde birleşir. İnsan doğduğunda hiç bir din, dil, ırk, inança ait olarak doğmaz. Ancak, ana karnında hangi dil ve kültürle beleniyorsa, o kültürle tertemiz bir ruh ve bendele doğar. Gelişme çagığında sosyolojik coğrofya ortamıyla kaynaşarak büyür. Batini dinlerde olduğu gibi, Türkiye’de Sünnü İslamiyet  dayatma ve devletin istediği gibi din eğitimi verilir. Din, inanç özgürlük hakkı devletin elinde kalır. İnanç devletin tekelinde kaldığı için adı şeriat olmasa bile din devleti olarak empoze edilir. Oysa, Alevilikte, inanç değiştirmek için hiç bir zaman baskı yoktur. Alevi olmak için alevi bir aileden olmak gerekmez.. Aleviliği kabul etmek için kişi kendi isteğiyle hazır olması gerekir. Aleviliğe girmek isteyenlere Talip denilir. Talip uzun bir akademik eğitim yolculuğuna hazır olması gerekir.  Talibe bir soru yöneltilir:

“Bizim yolumuz demirden leblebi, ateşden gömlektir. Bu gömleği giyebilecek, leblediyi de yiyebileceksen gel”.
Bu söz insana doğanın güçünü öğretmeyi ve ölmeden ölüme hazırlık yoluna giden sanat sahnasini yaşatmaktır.

Eğitim sürecinde Aleviliğin temelini oluşturan üç ilkesi vardır.

Eline:              Kişisel nefis terbiyesi.Hırsızlık yapmamak.
                      Kendine ait olmayana el uzatmamak.
                      Kendi özsaygına sahip olma.
                      Hareketlerine sahip olmak.
                      Başkalarını incitmemek.
                      Yardıma ihtiyacı olanlara yardım elini uzatmak.

Eline kavramı, kişisel bağlamda yukardaki kısa açıklamadan daha da derindir. Bir tür kendi nefsini kötülüklerden temizlemektir. Açık kalpli, hayır sever ve insani yardım yapan kişi olmak demektir. İstek ve ihtiyaç arasında balans yapmaktır. İhtiyaç fazlasını yoksullarla paylaşmak. Açgözlü ve zevk düşkünü olmamak. Temel ilkede, kendi kendini terbiye etmek, hareket ve tavırlarıyın insancıl olması demektir. Paylaşımı bilmektir. Elinde olanı başkalarıyla paylaşmaktır. Açık yürekli olup, cömert olmaktır. Yoksula yardım eli uzatıp, paylaşmayı öğrenmektir. Kendi değerlerini yardıma ihtiyacı olanlarla paylaşmak demektir.

Beline             Zina’dan uzak dur. Ayıp olanı yapma. Nefsini kontrol et. Edepli ve
                      terbiyeli ol. Hilekar / aldatıcı olmaktan kaçın. İç dünyanı bütün
                      kötülüklerden temiz tut. Şevk (özünü) ve tabiyetini temiz koru.
                      Başkalarına akrşı cinsel duygularını yok et.

Alevilikte, törelere karşı durmak, ihanet ve boşanma yasaklanmıştır. Eşine şevkle saygı duy. Başkalarına karşı kötü duygu ve fenalık yapmamak.Eşine veya hukuken hayatını paylaştığın kişiye ihanet etmemek. Karşı cinsiyeten olan insanlara tek ruh ve kendin gibi bak. Bencil duygularını yok et. İç dünyandaki kötülükleri temizle.

Diline              Edep, erkan ve yol dediğimiz üçlemin sonu olan Diline kavramı
                        oldukca geniştir. Dil ile söylediklerine dikkat et. 

                   Başkalarına, kendine davranılmasını beklediğin bigi davran. Küfür ve kötü dilden uzak dur.
                   Kendi saygınlığını (asaletini) koru. Başkalarının aleyhinde konuşma.
                   Dedi kodu yapma.
                   Öz dilini yabancı kelimelerle kirletmeye yer verme.
                   Terbiyene sahip ol, başkalarına karşı kibar ol.

Diline kuralında, kendi asaletini korumanın daha da ötesine giden değerler, alçak gönüllü olmakla, dilin yarattığı kültürel değerlere sahip çıkma anlamını da taşır. Kendi diline ve kültürüne saygı duyulmasını beklediğin gibi  diğer kültür ve dillere saygı duymak. Diline kuralında, kendi asaletini korumanın daha da ötesine giden değerler, alçak gönüllü olmakla, dilin yarattığı kültürel değerlere sahip çıkma anlamını da taşır.

Alevilik, 2000 yıldan fazla kendi gerçek dil değerlerine sahip çıktığı için bugünlere kadar taşınmıştır. Dil aracılığıyla kendi töresini ve kültürünü korumuştur. Birlikte yaşamın değerini, karşı kültürlerin ve dillerin de saygınlığına sahip çıkmakla günümüze dek gelmiştir.Aşağıdaki deyim, dile ne kadar önem verildiğinin ifadesidir:

‘’Bir ulusu yok etmek istiyorsanız, önce o ulusun kültrünü ve gelenegini koruyan dili kirletmekle başlayınız’’

Açıkca görülen o ki, 2000 yıl sonra bile ulusal bağlarımızın birarada olmasında, birbirimizi anlamamızda ve Türkce’nin bu günlere taşınmasında bile dilin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.Gelenek, kültür ve dilin bile evrime uğramasına karşın, kendimizi yenilemekle değerlerimizi korumayı başardık.

O nedenledir ki, Alevilik diğer millet ve kültürlerin varlığını inkar etme yerine, değişik milletleri, dil ve kültürleri kucaklayan bir düşünce akımıdır. Bu da kirlenmemiş dile sahip çıkmanın yolundan geçer. Kendi diline ve kültürüne saygı duyulmasını beklediğin gibi  diğer kültür ve dillere saygı duymak.

Alevi Bektaşi kültüründe inancın temel taşını oluşturan dört kapı kırk makam asırlarca süregelen gelenektir. Ne varki, bunca yıl sünni kalem ustaları bunu iman, namaz ve niyazla karıştırmışlardır. Dedelik kurumunu bir çıkar, sömürü aracı olarak gören dedeler de sünni yazarlara malzeme sağlamışlardır. İşte bizce atamızdan yadigar kalan sözler....... Aleviliğin öğretisi bir eğitim sahnaesidir, bu akademik olgunlaşma sahnesini sırayla veriyoruz.

Aleviliğin ilk temel taşı olarak şu sıralamayı yapabiliriz:

Şeriat

Ateş,

Bir başka söyleyişle

Şeriat

Anadan doğmak

Tarikat

Su

 

Tarikat

İkrar verip, peyman almak

Marifet

Gök

 

Marifet 

Nefsini Bilmek, ölmeden ölümü tadmak

Hakikat

Yer. (Topraktır)

 

Hakikat 

Özünü bilmektir.

Yine bir başka deyişle, dualarımızda bile bizim yolumuz altıgendir diye geçer. Bu deyişe biz şu gözle bakarız. 

Şeriat

Ateş,

Bir başka söyleyişle

Şeriat

Bir ilkokul

Tarikat

Su

 

Tarikat

Ortaokul

Marifet

Gök

 

Marifet 

Lise

Hakikat

Yer. (Topraktır)

 

Hakikat ise

Üniversite

Hak için Hak aramak

Akıl

 

Hakı aramak 

Lisans ve Üstlisans Yapmak

Hakla Bütünleşmek

İlimdir   

 

Hakla Bütünleşmek

Doktora yapıp  – İlimin sonuolmadığını göstermektir

Görüleceği üzere; Alevi Bektaşi düşüncesi doğayla bütünleşmiş hakkı akılla aramış, ilim ışığıyla da düşüncesini hep yenilemiştir. Bu bağlamda biz dört kapıyı bir akedemik eğitim, kemale ulaşmak için bir sınav olarak görmekteyiz. O nedenle de, dört kapıya şu pencereden de bakarız:

Doğrusu Alevilik, ilimin sonunun olmadığı ‘’Ebedin sonu, Ezelin de başlangıcıdır’’ düşüncesini savunan, yenilikci, halk yönetimi ve insana odaklanmış bir yönetim düzeni ve kültürel yaşam biçimidir.

Hoşca kalın, Hakça kalın  - Veyis Haydardedeoğlu